Gazeteci Barış Terkoğlu Halk TV’de canlı yayınında konuştu. Terkoğlu, 2012 yılında Barış Pahlivan ile birlikte Pansilvanya’ya gittiklerini ilk kez açıkladı.

Dün gece yargılandığı davada tahliye edilen Barış Terkoğlu Halk TV’de konuştu.

Terkoğlu şunları söyledi:

“Ben iki kere tahliye oldum hayatımda. Eşyalarınız toplarsınız çıkarsınız. Cezaevindeki diğer insanların küçücük pencerelerinden hayırlı olsun diye bağırırlar.Bunlardan birisi de Barış Pehlivandı. Bunları görünce, haliyle insanın gülümsemesi yarım kalıyor.

İÇERİDEKİ KOŞULLAR NASIL?

“Cezaevi içerisinde de bize özel bir cezalandırma uygulandı. 4 ay sonra Barış Pehlivan’ı ilk kez gördüm duruşmada. Tecrit uygulanıyor. Temel ihtiyaçlarını karşılama koşulları olmayacak. Ben cezavindeyken ilk istediğim şey, masa, kağıt ve sandalyeydi.

Cezaevinin düzenli getirdiği yemek vardır. Ben genelde o yemekleri pek az yemeye çalışırım. Cezaevlerinde bir gün kantin günleri vardır. Ben çoğunlukla öyle beslendiğim için kilo verdim. Cezaevindeki beslenme koşulları gerçekten sağlıklı bir insan için yeterli değil. Barış, o şartlar altında ne kadar sağlıklı kalmayı becerebilirse o kadar sağlıklı kalacaktır.

Bizi içeri atanlar bizi düşman olarak görüyorlar. Bizim de bu savaşı kazanabilmemiz için kendimize bakmaya çalışmamış lazım.”

DELİLLER TOPLANDI MI TOPLANMADI MI?

Gazeteci Barış Terkoğlu Halk TV canlı yayınında konuştu. Terkoğlu, Bu davada ben, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Eren yalnızca yayınlanmış bir haber nedeniyle. Bizim evimizde arama yapılmadı. Yalnızca bir haber nedeniyle yargılanıyoruz, üç kişi tutuklu yargılanıyor. Ben sorgulanırken, kim yayına aldı sorusuna yanıt vermedim. Ben daha önce tutuklandığımda şunu anladım, OdaTV’deki arkadaşlarımız ne yaptıysa gazetecilik adına yaparlar. Barış, buna rağmen çantasını aldı ben girdim haberi dedi. Şimdi böyle bir insana kaçma şüphesi var diyebilir misiniz? Bazı insanlar sistematik olarak içeride tutulması gerekiyor. Bunun için de sürekli bir gerekçe bulmaları gerekiyor. Bunlar gerçekçi gerekçeler değil.

“BARIŞ İLE BİRLİKTE PENSILVANYA’YA GİTTİK”

“FETÖ tutuklamalarından sonra, FETÖ’cü hakim ve savcılar hala görevdeyken, Eylül 2012’de yeni çıkmışken, Türkiye’den çıktı ve bize ABD’de FETÖ karşıtı Türkler bu adam burada hala özgürlük mücadelesi veriyormuş gibi dolanıyorlar.Biz de buna karşı bir eylem yapacağız dediler. Ve bu protesto eylemini yaptılar. Barış Pehlivan benimle birlikte Fethullah Gülen’e karşı New Jersey’de Amerikalılara Fethullah Gülen’i anlattı.

Konferans salonunda çıkınca bize isterseniz burada kalın dediler. Biz bir kişinin bile boynunun eğik olmasını istemeyiz. Bıraktık kaçtık dedirtmeyiz. Biz kaçmıyoruz, o hukuksuzluğu yapmaya kovalamaya çalışıyoruz. Tam tersine o hukuksuzlukla mücadele ediyoruz. Çünkü bu hukuksuzlukla mücadele etmezsem yarın benim çocuklarım bunu yaşamaya devam edecek. ”

SAVUNMALAR

“Bu bir siyasi dava, ortada herhangi bir cinayet gibi bir suç yok. Burada suç üretilir. Sizin üzerinize o suç iddianeme aracılığıyla giydirilmeye çalışılır. Ama size giydirilmeye çalışılırken bütün topluma giydirilmeye çalışılır. Biz, Türkiye’de bu davalar aracılığıyla bu korku düzeni aracılığıyla insanların üzerine giydirilmeye çalışılan gömleği yırtmaya çalıştık. Bunu yapmaya çalıştık. Çünkü oturduk baktığımzdas öyle şeyler konuşuldu ki yargılanmamız istenilen haberle ilgisi yok. Konu Libya, akşam TV’de Libya ile ilgili emekli askerlerin, eski askerlere bir bakın, kullanılan silahlardan kullanılan gemilerden nerelerde operasyon yapılacağına kadar konuşulan bir ortamda Libya’da şehit olan bir kamu mensubunun haberini yaptığımız için yargılandık. Barış Pehlivan çıktı, bu haberlerin kendisinin önünde yapılmış örneklerini bir bir gösterdi. Öyle bir fotoğraf ortaya çıktı ki esasında bu tutuklamanın bizi cezaevine atmak için bir bahane olduğu ortaya çıktı. ”