Tarih bu soruyu gerekli olduğu sürece sordurtur. Gerekli kıldığı sürece, örneklerle içini de doldurur…
Niçin? 1922 yılında faşizmin sözcüsü Mussolini şöyle demektedir: ”Bizden özgürlük değil, ekmek istiyorlar ekmek…”
Ekmeğin karşılığına, özgürlüğü koymak? Niçin? ”Ekmek mi?!, Özgürlük mü?!” Niçin? İşte bu söylev ile özgürlüğün karşısına ekmek konmuştur.
Oysa özgürlük ile ekmek bolluğu taban tabana zıt değildir. İşçilerin istedikleri elbette ekmekti. Ama özgürlüğü vermek karşılığında, istedikleri bir parça ekmek miydi? Yoksa özgürlükle elde edilebilecek bir ekmek miydi? Mussolini’nin asıl fikirlerini çökerten bu yanılma olmuştu. Özgürlük ve elbette ekmek için…
İnsan hakları bildirisi, özgürlüğü şöyle tanımlar; ” … başkalarına zarar vermeden,istediğini yapabilmek.” Bu tanımda özgürlük yine de kısıtlıdır. Başkaları kimdir? Niçin başkaları vardır? İnsanın doğasında salt biricik -özgürlüğünde,bir başkası – başkaları olmalı mıdır? Niçin? Fransız devriminden etkilenen tüm anayasalar ” Özgürlük ” tanımıyla başlar … Niçin? Özgürlük doğaldır… Yine de bu özgürlük başkalarına zarar vermemelidir.
Ekmek karşılığında bile olsa… Esarete rağmen tek beklenilen eğer ekmek ise köleliktir bunun adı…
NİÇİN? Tarih bu soruyu gerekli olduğu sürece sordurtur. Gerekli kıldığı sürece, örneklerle içini de doldurur…